Futbol da, beraberlikle biten final maçlarında; uzatmaların ardından sonuç yine değişmediğinde, penaltı atışlarıyla kupanın sahibi belli olurken, eski yıllar da bu kural sonuna kadar uygulanmıyordu.
Türk sporunun bir dönemine imza atmış o günkü yöneticileri, çareyi çok ilginç ama ortak ve kabul görür bir yöntemle çözmüşlerdi.
Kazananın belirlenemediği söz konusu finallerin çözümü, ortadan ikiye bölünen kupalarla olmuştu. Bugün “Yarım Kupalar” bazı kulüplerin müzelerindeki gurur köşelerinde, en ilginç, en enteresan, parçaları olarak sergilenmeye devam ediyor.
Bunlardan biri de; Bundan 65 yıl önce Trabzon’da yaşandı.
1958 yılında yapılan Türkiye Amatör Futbol Birinciliği’nde, Trabzon un en eski ve en köklü kulübü olan İdmanocağı ve Ankara Havagücü takımları aynı puan ve averajla 1. olunca, kupa da ortadan ikiye ayrılarak 2 takıma verilmişti.
Trabzon İdmanocağı’nda oynadığı yıllarda vatani görevi nedeniyle Ankara’ya giden Ahmet Suat Özyazıcı, söz konusu dönemde Ankara Havagücü formasını giyiyordu. Rahmetli Özyazıcı, iki yıl boyunca Ankara Havagücü’nde forma giymişti.
TFF, o sezon final maçları başlamadan şampiyonanın başında, finalin oynanacağı yer olarak Trabzon Şehir Stadyumu nu belirlemişti. Trabzon’da yapılan final grubuna Trabzon İdmanocağı ve Ankara Havagücü ile birlikte toplam 4 takım katılma hakkı elde etmişti.
Diğer iki takım ilk maçlarında mağlup olunca, aralarında 3. lük maçı oynamıştı. Grupta İdmanocağı ve Ankara Havagücü arasındaki final karşılaşması beraberlikle sona erince iki takımın puanları, diğer maçlarda attıkları ve yedikleri goller de aynı olunca, bir maç daha yapılmasına karar verildi. O dönem penaltı atışları kuralı yoktu.
Trabzon İdmanocağı cephesi, ‘Seyircisiz olsun ama bu maçı da Trabzon’ da oynayalım.’ diyerek görüşünü belirtirken, Havagücü’nden Tacettin Yüzbaşı’da, ‘Başka sahada oynayalım.’ diyince. İki takım anlaşamadı.
Haliyle Türkiye Futbol Federasyonu’na başvuruldu. Futbol Federasyonu’da işin içinden çıkamayınca 2 takımı birinci ilan etti. Bunun için de kupanın tam ortadan 2’ye ayrılmasına kararı verildi. Kupanın ölçüleri alındı. Stadyuma çok yakın Güney tarafında, o dönemki adıyla Erkek Sanat Lisesi Tesviye Bölümü’nün atölyesinde kupa eşit biçimde ortadan kesildi. İki takım da Türkiye birincisi ilan edilerek, yarım kupalar her iki kulübe teslim edildi.
Bu arada Kurt Hoca! Rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı, Trabzon İdmanocağı’nda uzun süre futbol oynadığını, ancak o karşılaşmada askerlik görevi nedeniyle Ankara Havagücü forması giydiğini hatırlatarak, konu ile ilgili olarak bir röportajında “Eski takımıma karşı oynamak” zordu. diyerek, “Giydiğim formamın da hakkını vermeliydim değil mi? Benim için gerçekten çok zor bir maçtı. Sonucun böyle olacağı kimsenin aklından geçmezdi. Ancak böyle bir olaya, kupanın bölünmesine belki de en çok ben sevindim.” dedi. Trabzonspor’da teknik direktör iken 4 lig şampiyonluğu kupası aldığını, futbol yaşamında da sayısız kupa gördüğünü ifade eden Özyazıcı, söz konusu kupanın ise kendisi için farklı bir yeri olduğunu da söylemişti.
O, 65 yıllık kupanın yarısı şimdi Trabzonspor Kulübü Müzesi’nde sergileniyor. İdmanocağı, İdmangücü, Martıspor ve Karadenizgücü birleşerek, 1967 yılında Trabzonspor’u oluşturdu ve kurdu. İdmanocağı’nın da kupası bu nedenle Trabzonspor’a verildi ve Trabzonspor’un şehir merkezindeki müzesinde sergileniyor. Havagücü’nün ise maalesef ilerleyen yıllarda kapandığını biliyoruz.
Şimdi, dün geceye dönersek; Galatasaray ve Fenerbahçe arasında Riyad’da oynanacak Süper Kupa Finali öncesi, Çöl Bedevilerinin! Ulu Önder Atatürk’ü ve İstiklal Marşımızı pazarlık konusu yapmaya kalkması kriz çıkarmıştı.
Daha düne kadar futbol topunu yolda görse, bomba ihbarı yapacak zihniyetteki Çöl Bedevilerinin! Sözde yetkilileri! Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının sahaya çıkacağı pankartlardan, Mustafa Kemal Atatürk posterine, Cumhuriyetin 100. Yılını anma amaçlı etkinliklere, Türk bayrağına ve İstiklal Marşımıza izin vermeyince, her iki takımımızda yakışanı yaptı.
Süper Kupa Finalini oynamadan, tarihten beri Türkiye Cumhuriyetini ve Türkleri sevmeyen S.Arabistan siyasetine ait toprakları terk etti.
Ben olsam TFF’nin yerinde bir tarih daha yazarım.
Türkiye’deki yarım kupalara bir yenisini daha eklerim ve bu final maçını ibreti alem olun diye asla oynatmam.
Kupayı ortadan keser, yarısını Fenerbahçe’ye, yarısını da Galatasaray’a teslim eder, tarihe de dünü, S.Arabistan ideolojisinin kara bir günü olarak not düşerim.